9 Şubat 2018 Cuma

KİM BU CEPLERİNDEKİ YABANCI?



Yine bir ilk yönetmenlik denemesiyle karşı karşıyayız. 2018’e ilk yönetmenlikleri izleyerek başladık diyebiliriz. Cebimdeki Yabancı da yılların usta oyuncusu Serra Yılmaz’ın ilk filmi. Bundan sonra böyle bir kariyer çizer mi bilinmez ama eli ayağı düzgün hoş bir film çıkardığı söylenebilir. Tabi bir uyarlama olması, önünde daha önce çekilmiş yol gösterici bir filmin olması ve Ferzan Özpetek gibi bir ustanın mentorluk etmesi ne kadar katkıda bulunmuştur tartışmak gerekir.

Ferzan Özpetek ve Serra Yılmaz’ın yıllar süren bir oyuncu-yönetmen birlikteliği var. Ferzan Özpetek filmlerinde Serra Yılmaz’ı görmeyi seviyor anlaşıldığı üzere. Serra Yılmaz da bu süreçte sadece oyunculuk yapmamış, Ferzan Özpetek’in etinden sütünden faydalanmış tabiri caizse. Eğer filmde yönetmenlik varsa ki bunu uyarlama olduğu için söylüyorum, oyuncu yönetimi, görseli ve kurgusu oldukça başarılı bir iş ortaya çıkmış. Filmi izledikten sonra hemen orijinali olan 2016 yapımı İtalyan yapımı “Perfetti Sconosciuti” filmini izledim. Film, %90 birebir aynı. Fakat şuna değinebiliriz. Serra Yılmaz’ın Cebimdeki Yabancısı daha gerilimli bir yorum olmuş. Daha fazla kullanılan yakın yüz çekimleri ve hareketli kameralar gerilimin dozajını arttırıyor. Neredeyse tek mekanda geçen, tiyatroyu andıran bir filmi oluşturmak oldukça zor bir iştir. Farklı çekim açılıları bulmak, sürekli işleyen bir reji kurmak oldukça ustalık gerektiren bir iş. Orijinal filme göre bir masa farkı ve bundan kaynaklanan bir oturma düzeni değişimi var. Çok basit bir detay gibi gözükebilir fakat gerçekten tek mekanda geçen bir film için oturma düzeni o kadar mühimdir ki her şey onun üzerine kurulur.

Senaryosuna gelecek olursak, zaten önceden çekilmiş ve ülkesinde gişe rekorları kırmış bir film hakkında yorum yapmak yersiz olur. Ortada yazılmış orijinal bir senaryo yok. Zaten aristokrat, üst düzey cerrahlar ve akademisyenlerin çevresinde şekillenen bir hikaye olması senaryonun Türkleştirilmesi de çok zor değil. Sonuçta filmin karakterlerini oluşturan kesim neredeyse evrensel tipler. Aynı hikaye İtalyan’nın alt sınıfında geçseydi, İtalyan-Türk benzerliklerine rağmen yine de oldukça zor olurdu. Şunu söyleyebilirim ki diyalogların çevrimi oldukça başarılı. Hatta orijinalinde olmayan yaratıcı espriler eklenmiş. Hatta orijinalinde olmasına rağmen iyi satılamayan espriler ustaca satılmış. Bunu, yönetmen Serra Yılmaz’ın başarısı olarak atfedebiliriz.  

Şu an filmin farklı ülkelerde, hatta Hollywood’da uyarlamalı yapıldığı haberlerini okudum. Hatta filmin haklarını ilk Ferzan Özpetek almış. İyi de etmiş. Hoş, seyirlik bir film ortaya çıkmış. Sayesinde başarılı oyuncuların bir araya geldiği bir film izlemiş olduk. Kadro, zaten teker teker kendini kanıtlamış bir oyunculardan oluşuyor. Son zamanlarda komedi filmlerinin gözdesi olan Çağlar Çorumlu yine olağanüstü bir performans sergilemiş. Karakterine yakışan bir sempatikliğe bürünmüş. İmaj çalışmaları başarılı, özellikle Buğra Gülsoy’un bıyık imajı çok yerinde bir tercih olmuş. Başarılı, fakat diğer oyunculara göre daha geri planda rollerde oynayan Serhat Altunorak da beklenenin üstünde bir performans sergilemiş. Filmdeki kadınlara gelecek olursak, hepsi birbirinden başarılı. Belçim Bilgin, gerek imajıyla gerek oyunculuğuyla, orijinal filmdeki oyuncudan daha çok yakışmış filme. Özellikle filmde geçen ufak bir detay Belçim Bilgin’de daha şık durmuş. Filmin tek göze batan tutuk oyunculuğunu Şükrü Özyıldız sergilemiş diyebiliriz. Belki de sadece bana öyle geldi ama bazı duygu değişimlerinde beni çok yabancılaştırdı.

Gerilim-Kara Komedi tarzındaki filmin tebrik edilesi iki yanı var. Birincisi afişleri. Özellikle Whatsapp penceresi olarak tasarlanan afişi ilk gördüğümde çok başarılı buldum.  Diğer selfie afişi de oldukça başarılı. İkincisi ise müzikleri. Usta bir sinemacıyla gerçekleştirdiğim bir röportajda, “İyi müzik filmde olabildiğince duyulmaz olmalı” demişti. Mithat Can Özer’in filmde neredeyse duyulmayan müzikleri film ile öyle bütünleşmiş ki sanki görüntünün bir parçası. Ayrıca annesi Sezan Aksu’nun seslendirdiği “İhtimal ki” parçası üst üste dinlenecek bir parça.

Filmin esprisi (Spolier içerir): 

“Hiç yakışıyor mu ağzına gay falan, lütfen topoş de.”



Ozan SERTDEMİR

Author & Editor

Has laoreet percipitur ad. Vide interesset in mei, no his legimus verterem. Et nostrum imperdiet appellantur usu, mnesarchum referrentur id vim.

0 yorum:

Yorum Gönder

 
biz.