Yine geç bir yazı olacak ama film
hala vizyondayken güç olmayacak. 12 Ocak 2018’de vizyona giren güncel olarak 2 milyona
yakın seyirci tarafından izlendi. Genel olarak izleyenler tarafından olumlu
yorumlar alsam da, izlediğim salonda yükselen kahkahaları duysam da filme karşı
bir önyargı olduğuna da şahit oldum. Belki de “kadın Recep İvedik”
benzetmesinden dolayı AB olarak nitelendirilen kesmin mesafeli yaklaştığı bir
film oldu. Ama unutmayalım ki Recep İvedik bu coğrafyanın hala en fazla izlenen
filmi. Ayrıca Gupse Özay’ın yarattığı Zeliha karakteri başka bir karakterin
türevi değil, kanlı canlı yaşayan, özgün ve bağımsız bir karakter.
Zeliha, nam-ı diğer Deliha, bir
tiplemenin ötesinde bir karakter olmayı başarmıştır. Bu elbette Gupse Özay’ın
kalemi ve oyunculuk performansı sayesinde olmuş bir şey. Zeliha’nın bir geçmişi
var, hayalleri var, olaylara verdiği özgün tepkileri ve totemleri var. Üstüne
üstlük çocuksu bir yana sahip. Başarıyla inşa edilmiş bir karakter diyebiliriz.
İlk bakışta isminden dolayı Recep İvedik, Ali Kundilli, Cumali Ceber, Sabit
Kanca gibi “tek kişilik show” filmi olarak görülebilir. Ben bunu ilk filmin
başarısız PR’ına atfediyorum. İlk filmin sade ve onca önemli oyuncusuna rağmen
tek başına kaba bir pozla durduğu fotoğraftan oluşan afişi itici bir izlenim
oluşturmuştu. Fakat Deliha 2 başarılı bir ekip filmi olmayı başarmış. Hikaye,
Deliha’nın üzerine kurulu değil, Deliha işleyen bir hikayenin parçası. Bu
izlenebilirliği arttırıyor. Yardımcı rollerin ise birer tip olarak oluşturulduğu
belli. Kelliğini kabul etmeyen adam, şişman aşçı, Fransız özentisi garson,
güzel işletmeci kız, kocasından şiddet gören mutfak çalışanı gibi tek cümlede
ifade edilebilen tipler. Fakat sağlam bir kadro çalışması yapıldığı belli
oluyor. Tüm oyuncuları tebrik etmek lazım ki tiplerden sıyrılıp güçlü
karakterler yaratmışlar. Özellikle Fatih Özkan’ın Fransız özentisi Kayserili
garsonu filmde her görüldüğünde yüzde bir tebessüm oluşturuyor. Umut vaat eden başarılı
genç oyuncu filmde, ilk filmde olduğu gibi, aynı zamanda falcı tiplemesine de
hayat veriyor. Bir diğer başarılı oyuncusu da Nusret taklidi yapan filmin kötü
adamı Ali Çelik. Fragmandan itibaren enerjisi göz alıyor. Oyunculardan devam
ederken Gupse Özay’a Görümce filminde de eşlik eden Eda Ece’yi de es geçmek
olmaz. Sadece ülkemizde de değil, tüm dünyada hem güzel hem de komik bir oyuncu
bulmak oldukça zor. Eda Ece son dönem çizdiği kariyeriyle gayet başarılı
ilerliyor diyebiliriz. Belki filmde tek göze batan oyunculuk tutuk
performansıyla Aksel Bonfil olabilir. Bir de kafada bir soru işareti olarak
Aksel Bonfil, ilk filmin jönü Barış Ardunç’a neden bu kadar benziyor? Neden
böyle bir cast seçimi yapıldı?
Filmin afiş tasarımı ilgi çeken
ve sempatik renklerle tasarlanmış. Tüm ekibin de afişte yer alması filmin
gerçekten bir ekip filmi olduğu izlenimini önceden veriyor. Sosyal medyada
paylaşılan filmin hareketli afişi, ki sadece soğan hareket ediyor, çok çekici
olduğunu düşünüyorum. Pr olarak bu filmde gayet başarılı bir çalışma
yürütülmüş. Filmde Deliha’nın cücük hareketi ve daha sonra bu hareketin
yapıldığı videoların çekilmesi, en son da “Cücük” adlı şarkıya çektikleri
klibin sosyal medyada dolaşması iyi düşünülmüş bir hareket. Ayrıca ekip hala
klipte de bir arada.
Filmin elbette yönetmenliğine
gelecek olursak Gupse Özay bir yönetmen olarak gayet başarılı. İlk filmin
yönetmeni Hakan Algül’e nazaran daha güçlü bir performans sergilediği söylenebilir.
Karakterin ve filmin yaratıcısı olarak her şeye oldukça hakim. Kendi
esprilerini vereceği doğru açıları belirlemiş, doğru kamera hareketlerini ve
mümkün mertebe en olası kurguyu seçmiş. Tabi ki ufak tefek çapakları, amatörlükleri
var ama ilk yönetmenliğin günahı olmaz.
İşin özü Gupse Özay zorlu bir
işin altından kalkarak ortalamanın biraz üstünde bir film ortaya çıkarmış.
Kadın yazar, kadın yönetmen hele ki kadın komedyenlerin zor yetiştiği günümüz
dünyasında yazan, çizen, çeken, güldüren kadınlara ihtiyacımız var.
Filmin esprisi:
-Bizde bu yetenek genital…
0 yorum:
Yorum Gönder