Dün akşam Tatavla Sahne’de “Troyalı
Kadınlar Korosu ya da Kayıp Tablet” oyununu izledim. Üzerine iki kelam edip oyunu sizlerle de
tanıştırmak istedim. Öncelikle yoğun iş temposundan dolayı uzun zamandır oyun
izleyemiyordum. Davet için teşekkür ederim.
Oyun, feminist bir tiyatro
oluşumu olan “Tiyatro Boyalı Kuş” ekibinin oyunu. Yani, Başarılı koreografileri
sahibi Gökmen Kasabalı dışında, bütünüyle kadınların elinden çıkmış bir oyun.
Oyun, bizim topraklarımızda filizlenmiş destanlardan yola çıkarak, masalsı bir
dünyada geçiyor. Oyunun metni Yaradılış Destanlarından Yunan Mitolojisine kadar
çok geniş bir yelpazeden yararlanılarak yazılmış. Hatta yer yer Evripidis ve Sofoklis’in tragedyalarına yer verilmiş. Metinde masalsı havayı veren öğelerden bir tanesi çok fazla tekrarı içinde barındırması. Tekrar edilen replikler bir yere kadar oyunun içine çekerken fazlası bir nebze yabancılaştırıyor diyebilirim.
Oyunun yazarı Jale Karabekir, aynı zamanda oyunun yönetmenliğini de üstlenmiş.
Yazarken kendi yöneteceğini düşündü mü bilinmez ama oyunun rejisi ve
koreografileri metnin önüne geçmiş. Ufak pürüzler dışında gerçekten çok
başarılı bir reji tasarlanmış diyebilirim. Oyunun durgun ve soluk tek kısmı
oyunun başındaki efsane anlatımı diyebilirim. Sahnede kimseyi görmeden
dinlediğimiz uzun efsane metnini, yönetmen ışık oyunlarıyla da renklendirmeyi
tercih etmemiş. Fakat oyuncuların sahneye gelmeleriyle aksiyon başlıyor.
5 ana karakter, 5 kadın,
birbirlerini hiç marke etmeden oyunlarını sergiliyorlar. Oyun boyunca 5’i de
sahnede kalıyor. Başarılı oyuncular; Burcu Sövmen, Gül Ersürmeli Yılmaz, Kübra
Ayçiçek, Sinem Pektaş ve Şengül Özdemir adeta oyunu sırtlıyor. Oyuncuların bol
jestli ve estetik oyunu izleme zevkini yükseltiyor.Oyundan küçük bir spolier
vereceğim ama, oyundaki 5 kadın aslında
tek kadını ya da bir kadının 5 ayrı parçasını sembolize ediyor. Bunu göstermek
için oyuncuların tek düze siyah kıyafet giymesi ve aynı makyajı yapmaları hafif
bir oratoryo rüzgarı estiriyor. Neyse ki oyuncuların yüksek performansı bunu
unutturuyor. Herbiriyle ilerleyen dönemlerde büyük oyunlarda, iyi sinema filmlerinde, önemli rollerde karşılaşmayı umut ediyorum.
Oyunun hoş ve başarılı müzik
kullanımı öylesine içine alıyor ki 65 dakikanın nasıl geçtiğini anlaşılmıyor
bile. Ayrıca oyunun masalsı dünyasına, Tatavla Sanhe’nin otantik atmosferi çok
iyi ev sahipliği ediyor. Sahnenin yıpranmış zeminin gıcırtısı dahi oyunun bir
parçası oluyor.
Bu coğrafyanın mitlerine ilgi duyuyorsanız,
masalları seviyorsanız ya da her şeyin dışında estetik bir oyun izlemek
istiyorsanız. Troyalı Kadınlar Korosu ya da Kayıp Tablet’in son üç oyunundan
birini yakalamanızı tavsiye ederim. İyi seyirler.
Ne diyelim kadınların gücü adına!
Ozan mutlu ise neşeli şarkılar söylemek ister.
Eğer acı içinde ise,
onun başka yürekleri neşelendirmeye ne
mecali vardır
ne de ondan bunu beklemeye hakkınız…
Evripdis
(Oyunun
broşüründen)
0 yorum:
Yorum Gönder